- 24.02.2015 00:00
İki gün önce yapılan başarılı Şah-Fırat Operasyonu ile Süleyman Şah Türbesi, daha az riski olan Suriye Eşmesi Köyü’ne geçici olarak nakledildi. Şüphesiz bu yer değişikliği ilk değil. Daha önce de birkaç kez farklı gerekçelerle türbenin yeri değiştirilmişti. Bu son yer değişikliği operasyonunu “toprak kaybı” olarak duyuran paralel medya ve şürekâsına diyecek bir şey yok. Zira pozisyon olarak Türkiye karşıtı bir noktada duruyorlar. Bu nedenle attıkları her adım ve söyledikleri her söz mutlaka Türkiye aleyhtarı cephede yankı bulunuyor.
Paralel yapıya vagon olan kimi liberaller ve kerameti kendinden menkul Türk Solu da aynı minvalde açıklamalar yapıyor. “Türkiye korktu” gibi absürd yorumlarda bulunuyorlar. Ne var ki, yapılan bu operasyon tamamen güvenlik amaçlıdır. Süleyman Şah türbesinin etrafında konuşlanan IŞİD’in ve çok sayıda yabancı istihbaratçının yaptığı telsiz konuşmalarında Süleyman Şah Türbesi’nden ve Saygı Karakolu’ndan fazlaca bahsetmesi saldırı ihtimalini kuvvetlendirdiğinden Türkiye kendi toprağı olan türbeyi, başka bir bölgeye nakletmiştir. Dolaysıyla bu operasyon “toprak kaybı” değil, güvenlik amacıyla yapılmış bir “yer değişikliği” operasyonudur.
Peki, Süleyman Şah Türbesi, Türkiye için neden önemli?
Öncelikle Süleyman Şah Türbesi’nin bulunduğu 10 dönümlük toprak, Türkiye sınırları dışındaki tek vatan toprağıdır. Süleyman Şah, Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi’nin dedesidir. Şah, 1200’lü yıllarda Moğol istilasıyla Anadolu’ya yerleşir. Haçlı seferlerinde Filistin’e gitmek isterken Fırat Nehri’nde boğulur. Süleyman Şah, ilk olarak Türkiye sınırına 100 km uzaklıkta olan Caber Kalesi’ne defnedilir. Caber Kalesi’nde türbenin bulunduğu ilk yapının inşası Halep Emiri Zengi Atabek döneminde başlar. Oğlu Nureddin tarafından tamamlanır.
Selahaddin-i Eyyubi döneminde türbe koruma altına alınır, ancak 1260 yılındaki Moğol istilasıyla türbe yıkılır. Daha sonra Yavuz Sultan Selim, mezarın bulunduğu alanı ve türbeyi restore eder. 1700 yılında Rakka Valisi Hüseyin Paşa, Süleyman Şah’ın mezarına bir türbe inşa eder. Kayıtlarda geçen ilk düzenleme ise Sultan Abdulhamit dönemine aittir. 1882’de Abdulhamit, türbeyi yeniden inşa eder, türbeye ek olarak kuyu, ambar ve muhafızlar için bir koğuş yaptırır, ayrıca maaşlı bir türbedar atar.
Cumhuriyet döneminde de çalışmalar devam eder. Atatürk döneminde türbenin bulunduğu araziye bir Jandarma Karakolu yaptırılır. 1927’de devrim kanunları kapsamında türbenin zaviye olduğu gerekçesiyle türbede görev yapan imamların maaşları kesilir. Ancak türbe, 1931 yılında geniş kapsamlı bir tadilat yapılarak elden geçirilir ve türbeye imamlık kadrosu tekrar geri tahsis edilir. 1938’de türbenin muhafazasını gerçekleştiren Jandarma İhtiram Kıtası için modern bir karakol inşa edilir.
Süleyman Şah Türbesi’nin 1939 ve 1975’de olmak üzere iki defa yeri değiştirilir.
İlk yer değişikliği 1939’da, türbenin tamirinin imkânsız hale gelmesi ve güvenlik zafiyetlerinin oluşması sonucu Caber Kalesi içerisinde yapılır. Sandukalar yine kale içerisinde kurulan karakolun yanında, eski özelliklerine uygun olarak inşa edilmiş yeni türbeye nakledilir.
İkinci yer değişikliği ise 1975’te yapılır. Bu defa naki,l Caber Kalesi’ne bir hayli uzak bir yere yapılır. Yeni yer, Caber Kalesi’nden 63 km uzaklıkta bulunan Karakozak Köyü’dür. Daha önce Türkiye sınırına 100 km uzaklıkta bulunan türbe, artık Türkiye’ye 37 km yakınlıktadır. Nakil, Suriye tarafından yapımına başlanan Tabka Barajı’nın Caber Kalesi’ni tamamen sular altında bırakma riskinden dolayı gerçekleştirilmiştir. Nakil kararı 1973’te alınmış, 1975’te gerçekleşmiştir.
Süleyman Şah Türbesi’nin hukuki statüsü ise 1921 yılında Türkiye ile Fransa arasında imzalanan Ankara Anlaşması’nın 9.maddesi ile edinilmiştir.
9.Madde aynen şöyledir: “Osmanlı sülalesinin kurucusu Sultan Osman’ın dedesi Süleyman Şah’ın Caber Kalesi’nde bulunan ve Türk Mezarı ismiyle belirli Türbesi müştemilatı ile Türkiye’nin malı olacak ve Türkiye oraya muhafızlar koyacak ve Türk bayrağı çekecektir.”
Süleyman Şah Türbesi’nin hukuki statüsü 1921’den günümüze kadar gelir.
Türbe’nin maneviyatı, Osmanlı mirası ve Türkiye sınırları dışındaki tek toprak parçası oluşu Süleyman Şah Türbesi’ni önemli kılan en önemli sebepler.
Türkiye, Şah-Fırat Operasyonu ile geleneğine, maneviyatına ve mirasına sahip çıkmış ve bütün bu değerleri daha güvenli bir bölgeye nakletmiştir.
Düne kadar Süleyman Şah Türbesi’nin yerini dahi bilmeyip operasyondan hemen sonra, 1 günde “Süleyman Şah Uzmanı” oluveren “günlük yumurta uzmanları”na duyurulur…
Yorum Yap