Borsadan da kripto para meselesinden de anlayanlardan değilim. Fakat kripto para dünyada bu kadar yoğun tartışılırken, merkeziyetsiz olması soru işaretleri doğururken, geleneksel finans sektörüyle uyumu henüz oluşmamışken, terör aktiviteleri ve kayıt dışı ekonomiyle bağlantısı yeterince denetlenemiyorken ve daha önemlisi buna aracılık etmek için yola çıkan kripto para borsalarının bu kadar başıboş bırakılmasının yaratacağı sorunlar ortadayken böyle bir skandalın yaklaşmakta olduğunu tahmin etmek için uzman olmaya gerek yoktu sanırım.

Dün Thodex'in kurucusu 'dijital tosuncuk' Faruk Fatih Özer’in kaçtıktan sonra sitede yayınlayıp ardından sildiği ağlak mektubu ve Twitter’dan yapılan açıklamayı okurken hem güldüm hem de şu basit sorular zihnimde sıralanıverdi.

Özer, "Ortadan kaybolduğum iddiası asılsızdır. Yabancı yatırımcılarla konuşmak için yurt dışına çıktım” demiş. Arnavutluk'un başkenti Tiran'da ne tür yatırımcılar bulmayı umut ediyor acaba?

İddia ettiği gibi 2018 yılında bir siber saldırıya uğradı ve 25 milyon TL zarar ettiyse bunu üyelerine neden duyurmadı?

Öne sürdüğü gibi İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün siber suçlar biriminde hacklenme hadisesinin raporları mevcutsa MASAK neden bu büyüklükteki bir siber saldırı karşısında kamuoyunu uyarmadı? Siber güvenlik zafiyeti olan bu platformun 3 yıl boyunca milletten para toplamasına nasıl müsaade edildi?

Lise 2’den terk bir adamın Türkiye’nin 3'üncü büyük kripto para borsasının patronu haline gelmesine, üstelik şirket ağır zarardayken faaliyetlerini yürütmesine nasıl izin verildi?

Çiftlik Bank vurgunundan hiç mi ders alınmadı? Bu ölçekte işlem yapan bir kuruluşun hesapları bugüne kadar nasıl denetlenmedi?

Hadi vatandaşımız saf; devletimiz son dakikaya kadar nasıl uyanmadı?

Elbette topyekûn yasaklamalar ya da Merkez Bankası’nın geçen hafta yaptığı gibi ani düzenlemeler de çözüm değil. Türkiye’de altyapısı daha iyi olan kurumları töhmet altında bırakmadan öncelikle kripto paranın nasıl bir yatırım aracı olarak kabul edileceği tanımlanmalı, ardında da kimlerin, hangi kriterlerle kripto para borsası kurabileceği ve nasıl denetleneceği belirlenmeli...

Aksi halde daha çok 'tosuncuk' kurbanı olacağız...

Selçuk Bayraktar’ın F-35 açıklamasını sevdim çünkü...

23.04.2021 - 00:49 Güncelleme: 23.04.2021 - 00:49

Beklenen oldu ve ABD Savunma Bakanlığı Türkiye'nin F-35 programından çıkarıldığını Ankara'ya resmen bildirdi.

Bunun ardından yerli Elon Musk’ımız Selçuk Bayraktar F-35'lerin verilmiyor olmasının bugün için dezavantaj olarak görülse de gelecekte milli savunma sanayii için iyi olabileceğini iddia eden bir video paylaştı.

Selçuk Bayraktar’ın bu açıklamasını sevdim çünkü içi boş hamasi cümlelerle ABD’ye siyaseten saydırmak ya da komplocu açıklamalarda bulunmak yerine somut olarak ne yapmamız gerektiğini anlatmış.

F-35’leri alsak bile yazılımına tümüyle vakıf olamadığımız dijital bilgisayarların yönettiği bir sistemin kontrolünün bizde olmayacağını, kullanım açısından ciddi kısıtlamalara maruz kalacağımızı söylemiş.

“Bunun yerine geleceğin oyun değiştirici gücü olacak daha düşük maliyetli, yapay zekâyla donatılmış insansız savaş uçaklarına odaklanalım. AKINCI platformumuzun da olgunlaşmasıyla birlikte  son dönemde Milli İnsansız Savaş Uçağı projemize de hız verdik” demiş.

F-35 projesinden dışlanmamız elbette siyasi tercihlerin bir sonucuydu. Bu tercih doğru muydu yanlış mıydı tartışmaya açık bir konu...

Fakat Bayraktar’ın içi boş sözlerle ABD’yi şeytanlaştırma kolaycılığına kaçmak yerine gençleri yerli üretime teşvik eden umut dolu bir konuşma yapmasını takdir ettim doğrusu...